24 Ocak 2015 Cumartesi

TÜRKİYE’Yİ KAZANMAK


PHILIP H. GORDON ve ÖMER TAŞPINAR

Ortak düşman yokluğu, ortak çıkar belirleme konusunda zorluk doğurmaya başladı. Bugün her ne kadar terörizm ortak düşman olarak kabul edilse de, Ankara ve Washinton teörizm deyince farklı şeyler algılıyorlar. Türkiye için teörizm meselesi etnik ve bölücü nitelikteki PKK Oluşumuna odaklanmış. Amerikanın teörizm algılaması ise radikal İslam üzerine kurulu.
                Türkiyede Zıtlıklar:
Cumhuriyet’in ilk yılları   Laiklik---- İslam
Soğuk Savaş                       Sol-Terör----------Sağ-Türklük
Sopuk savaş sonrası         Laiklik-----İslam
                Türkiye’nin laiklik konusunda ABD’ye olan kırgınlığı 11 Eylül terör  saldırısı sonrasında Amerika’nın Türkiye’yi İslam dünyası çin başarılı bir “model” olarak göstermesiyle başladı.
                Türkiye’de bir kesime göre Ergenekon operasyonu Avrasyacı-ulusalcı kadroların ABD yanlısı “ılımlı İslam” tarafından tasfiyesi anlamına geliyor. Muhafazakar kesim ise Ergenekon yapılanmasına Türk ulusalcıların ve Amerikalı neokonların Ak Parti’yi devirme planı olarak baktılar. Bu iki zıt bakış açısı en azından bir konuda anlaşıyor: Her taşın altında hep Washinton var.
                Bir zamanlar doğuya yönelen İslamcılar şu anda Avrupa ve Birleşik Devletler ile sıkı bağların korunması ile daha ilgili taraf iken, bir zamanlar Batı’ya yönelen Kemalist elit, Türkiye’nin Batı ile sıkı bağlarının değerini sorgulamaktadır.
                Atatürk’ün Kemalizm olarak bilinen ideolojisi, birincisi radikal laiklik olmak üzere üç temel sacayağına dayanmaktaydı.
 Osmanlı paişahları sık sık İslam şeriatını alanının dışına taşan ve dini olmaktan ziyade politik ilkeler üzerinde temellenen kanunlar vazederdi. İslam ile Osmanlı İmparatorluğu’nun politik ve milli çıkarları çatıştığında padişahlar devleti tercih ederlerdi.
Devlet ve dini resmi olarak ayırmak (Fransa’nın 1905’te yaptığı gibi)yerine, çağdaş Türkiye, dini vazifelerin yerine geitrilmesi tekeleine alarak ve din görevlilerini devlet bürokrasisine  dahil ederek dini daha etkin biçimde kontrol etmeyi amaçladı.
                Kemalizmin ikinci sacayağı asimilasyoncu milliyetçilikti.
                Kemalizmin üçüncü sacayağı Atatürk’ün Türkiye cumhuriyetini Modern , batılı, jeopolitlk olarak           Batıya bağlanmış bir ülkeye dönüştürme kararlılığıydı.
                Soğuk savaş süresince üç kez – 1960  1971 vr 180 de olmak üzere – sivil  hükümetleri devirdi ve her seferinde yalnızca kamu düzenini yeniden  tesis edecek kadar idarede kaldı. 1960 darbesi ile Anadolu daki çevreyi temsil eden muhafazakar bir hareket olan ve 1950 ile 1960 arasında yapılan tüm serbest seçimleri kolaylıkla kazanmış olan Demokrat Parti devrildi. Devrik başbakan Adnan Menderes ölüm cezasına çarptırıldıve anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs  suçundan idam edildi. 1971 ve 1980 darbeleri yoğun sol karşıtı eğilimler taşımaktaydı ve bilhassa 1980 darbesi geçici olmakla birlikte Kürt  ve sol muhalefeti şiddetle bastırdı.
                1984 yılında vaktiyle kominist bir Kürt hareketi olan ve bölgede güçlü bir takipci listesi olan PKK ayrılıkcı bit terörist kalkışmaya girişti. Askeri idarecilerin benimsediği devlet kontrolündeki İslam’ı seferber etmek yöntemi de kendi sonuçlarını üretti. Sol görüşlü öğrenci nüfusunu dengeleyip depolitize etmek amacıyla generaller Diyanet İşleri Başkanlığının bitçesini artırdı, ülke çapında İmam Hatip

Aslında bazı radikal demeçlerini bir kenara bırakırsak Refah Partisi ve Başbakan Necmettin Erbakan Türkiyenin laik yapısının temel prensiplerine meydan okumamistir.
1997 de Erbakana  yapilan darbenin buyuk ve beklenmedik sonuçları oldu. Bu sayede Türkiye deki İslamcılar ciddi anlamda vicdan muhasebesi yaparak ;nesil ve ideolojik olarak bir kopuşun ortaya çıkmasına on ayak oldu. Refah partisinin üyeleri Erdoğan ve Gül  gibi pragmatik genç liderler laik düzene ne ölçüde meydan okuyabilen eklerini idrak ettiler.
2007 yılının ilkbaharında Nokta dergisi 2004 te Kıbrıs meselesi yüzünden gerçekleşecek askeri darbenin Genelkurmay daki fikir ayrılıkları sayesinde atlatildigini ileri surdu.
Bazı komşularının aksine Türkiye hicbir zaman Amerika da güçlü bir etnik lobinin varlığından faydalanamadi.
2007 seçimleri öncesinde Kemalistler ve AKP boğuşurken iki tarafda Amerika yı en çok değer verdiği ilkeleri imtina etmekle suçluyordu: Kemalistler için LAİKLİK AKP için ise DEMOKRASİ.

Çoğu avrupali nin nazarında Türkiye adaylık vasfını taşıyabilmek için açıkça çok büyük( Almanya hariç tüm AB üyesi ülkelerden daha büyük bir nüfusla) çok büyük ,(AB ortalamasının üçte birinden az kişi başına GSYİH ile) çok fakir ve ( yüzde 99 müslüman nüfus ile) çok farklıydı.

Türkiye tek bütünsel bir kategoriye indirgenemeyecek çoklu bölgesel kimlikleri olan merkezi bir ülke konumundadır.

Turkiyenin Avrupa istiyaki onu Rusyaya yaklaştırmıştır. Her iki ülkede kendilerine ikinci sınıf devlet muamelesinde bulunulduğunu hissettikleri AB karşısında hayal kırıklığı duymaktadır. Her ikisinde AB bin onları önemli imparatorluk geçmişine ve Ortadoğu ve Avrasya da emperyal rollere sahip büyük avrupalı güçler olarak tanıyıp saygı göstermesini istemektedir. Pek çok yönden Rusya ve Türkiye devletlerinin imparatorluk gelenekleri paralel bir uyanis gecirmektedir.

Gazeteci Fikret Bila nin Turkiye nin son donem askeri liderleriyle yapilan röportajlardan oluşan KOMUTANLAR CEPHESİ adlı kitabina gore generallerin çoğu Turkiyenin kurtleri bastırmak için güce başvurmuş olmasinin PKK nin isine geldiği sonucuna varmışlardır.
Hoşgörülü liberal demokrasi radikal İslam’ım en iyi panzehiridir.
Türkiye geniş petrol ve doğalgaz kaynakları olmadığı için kendini şanslı sayabilir. Enerji zenginliği Ortadoğu’da demokrasi ve kapitalizm hedeflerini felç eden bir bela olabilmektedir.
Örgütün(ERGENEKON) -soğuk savaş döneminde kurulan ve varlık sebebi bir NATO ülkesinin işgali durumunda Sovyetler’e karşı mücadele etmek olan, fakat yasadışı faaliyetlerde de bulunmuş olan kanun kapsamı dışındaki örgütlerden doğan bir uzantı – 1990lardan beri gerçekleşen pek çok faili meçhul cinayet ve terörist faaliyetten de sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.

AB ve ABD’nin Türkiye’yi Kazanma Yolları
ü  Türkiye ve Kürtler arasında bir “Büyük Pazarlık”ın teşvik edilmesi
ü  Türkiye’de L,beralizm ve Demokrasinin desteklenmesi
ü  Türkiye’nin AB üyeliğinin Taahhüdünün Yenilenmesi
ü  Ermenistan ile tarihi uzlaşının Desteklenmesi
ü  Kıbrıs’ta siyasi bir çözümün Teşvik edilmesi




                

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder