26 Ocak 2015 Pazartesi

FİZİKÖTESİ AÇISINDAN UFUKLAR VE DAHA ÖTESİ 2

FİZİKÖTESİ AÇISINDAN UFUKLAR VE DAHA ÖTESİ 2
SEZAİ KARAKOÇ
         Kötü ve yanlış milyolarca kez yapılınca sanki özdeğiştirip doğru ve iyiye dönüşmüşcesine bir cesurluk içinde. Doğru, iyi ve güzel ise azınlıkta kalmaktan suçlu ve haksız düşmüş.
         Her dava sahibinin bir çilesi vardır.
         Mü’min sadece tepki adamı değildir. Pasif değildir. Etki adamıdır. İnisiyatif kendindedir, düşmanda değil.
         İslam Allah’a kul olarak özgürlüğü, Allah’a teslim olarak dünyaya ve nefse hakim olmayı bulmaktır.
         Din bir alışkanlık tekrarından ibaret olmamalıdır. Davranış tekrarı onu bir kireçlenmeye, taşlaşmaya ,donmaya, klişeleşmeye mahkum etmemelidir. Bu yüzdendir ki arasıra insanlık onu kaybeder gibi olacak ve yeniden bularak onu tüm samimilikle onu yeniden daracaktır.
         Bu dünyanın en büyük gerçeği  ölmeden önce ölüp ruhun gözleriyle öte dğnyayı görebilmektir.
         Materyalistler sabırsızlıkları veya kibirleri yüzünden Allah’a olan mutlaklık vasfını daha asli sahibine gitmeden maddeye yüklediğinin farkında değildir.
         Kişiliğimizi fiillerimiz örüyor, fiillerimiz de kişiliğimizi doğuruyor.
         Felsefelerin din dinlerin felsefe haline gelişi yozlaşmayı ifade eder.
        Uzun vadede zafer hep hakikatındır.

         Bir davanın, bir düşüncenin, bir inanacın yaşaması için doğru, iyi, güzel olması yetmez. O görüş, o düşünce ve o inancın uğruna hayatını bile çekinmeden verecek yaşatıcılar olmalı.

25 Ocak 2015 Pazar

FİZİKÖTESİ AÇISINDAN UFUKLAR VE DAHA ÖTESİ 1


SEZAİ KARAKOÇ
Değerli olan hayat değil hayatın amacıdır. Eğer öyle olmasaydı, bu dünyaya bir çok katkısı bulunan  hayvanlar ve bitkiler en son da insanlar için canlarını feda ederken insan onlardan faydalanmazdı.
       
 Tanrınını cennetini görmek değerini bilmek istiyorsan önce cehennemi gör.
                Batı dinini hep süs gibi tuttu. Din onların düşündüğü gibi bir pişmanlık imkanı bir teselli kapısı değil hayat tarzıdır. Fakat onlar haftalarının altı gününü hayatlarına bir gününü kefaretine ayırdılar.
                Devletler batar çıkar ama medeniyetler ölmez. Fakat bu özellikle Osmanlı Devleti gibi yıllar yılı medeniyeti temsil etmiş kendisiyle özdeşleştirmişse o devletin çöküşü medeniyetin çöküşü şeklinde algılanabilir.
                Zahmetsiz kazanılanın değeri bilinmez.
                Yıldızlara bakarken önümüzdeki çukuru unutmayalım.
                Türkler askerlikte gelişmiş ve asker millet olarak müslümanlığı tabii olduğu için Batının seferlerinde savunucu olarak  önemli roller üstlenmiş , birçok başarılar kazanmış bu nedenlede Batının gözünde “barbar” konumuna düşmüştür..
                Ekonomi bir toplumun altyapısı değil üstyapısıdır.  Bir toplumun altyapısı ruh ve zihin gücüdür.
                İslam ülkeleri ticaretlerinde zaten hakim oldukları kara ticaret yollarını kullanırken Batılılar müslümanlara para vermemek için denizlere açılmıştır. Yine aynı şekilde Batı sanayileşme ve seri üretime geçtiğinde Osmanlı Devleti yeterince kaliteyi düşürmek istememesinden ve seri üretim ekonomisinin zorba ekonomisi olması yönünden bu yönde ilerlemek istemememiştir.
                Medeniyetler genişler. Bu genişlemeler tarih boyunda yüksek sıcaklıklardan düşük sıcaklıklara ve bakir medeniyetlere doğru olmuştur. Medeniyet yayılmasında din oldukça etkilidir. Din yayılınca o dine mensup olmayanlar ile olanlar arasında bir kıyaslama başlar farklılaşma oluşur. Ayrılıklar savaşları doğurur. Savaşlarsa değişimi.



ASALA OPERASYONU


Aydoğan VATANDAŞ

Ergenekon “ülke menfaatlerini korumak adına “ kurulduğu bellidir ama yapılanların gerçekten ülke menfaatlerine olduğunun kim ya da kimler tarafından belirlendiği tartışmalıdır.
Ağcayı yönlendiren ve silahını veren kişinin Kenan olduğunu söyledi. Kenan görünümü ve konuşması itibariyle üniversite okumuş, kültürlü bir kimseye benziyordu. Ermeni bir kadınla yaşıyordu ve birkaç lisan biliyordu. Gerek bu bilgileri gerekse Türkiye’ye kaçak olarak sokulacak bazı araçları öğrenip karargaha bildirdim. Bir süre sonra teşkilatın karargaha bildirdim. Bir süre sonra teşkilatın karargahından  sinir bozucu , azarlayıcı, tutarsız mesajlar almaya başladım. Aynı zamanda Oflu İsmail konuşmalarda “Bizim buralarda konuştuklarımız Türkiye’ye gidiyor. Sınır kapılarında burada konuştuklarımız biliniyor. Aramızda biri casusluk yapıyor, diyordu.
Kanaatime göre Abuzer UĞURLU, Ruslar ve Bulgarlar tarafından Türkiye’de bir baş ajan şeklinde kullanılmış. Abuzer ve Bekir Çelenk vasıtasıyla MHP ve Ülkücülere hulul edilmiş ve Türkiye’de; İpekçi cinayeti , Bahçelievler Cinayeti, Adana Emniyet Müdürü cinayeti gibi provakatif ve halkın güven duygusunu kaçıran, nefret yaratan ve güvenlik güçlerini sağ mihraklar üzerine teksif eden operasyonlar planlamıştır.
Mahir Kaynak , ABD nin o dönemde AB’yi bir rakip olarak görmeye başladığını ve Dışişleri içerisinde Avrupa yanlısı isimlerin ASALA üzerinden tasfiye edildiğini söylüyor.
Yahudi toplumunun büyük bölümü “Ermeni Soykırımı” tanımlamasını her zaman reddetme eğilimindeydi. Bunun nedeni ise aslında 2. Dünya Savaşısırasında yaşanan Yahudi soykırımıbulunuyordu. Yahudi liderleri ve Abd’deki Yahudi örgütleri “soykırım” kavramının ylnızca “holokost” için kullanılabileceğini kabul ettiklerinden Ermenilerin maruz kaldığı durumun “soykırım” olduğunu reddediyordu.
The Jewish Genocide of Armenian Christians
Burada bizim atladığımız bir şey var, bildiğimiz ama atladığımız. Olay şudur: bir gün Moskova’da o tarihlerdeki KGB’nin ileri gelen bir üst düzey görevlisi Moskova’daki büyükelçimize, bazı milliyetçi Ermenilerin harekete geçeceklerine dair bir istihbaratlarının bulunduğunu kendilerinin böyle bir şeyden memnun olmayacaklarını söyleyerek, Türkiye’ye işbirliği teklif ediyorlar. Fakat maalesef bu haberi Türkiye değerlendirmiyor ve Amerikalılara iletiyor. Amerikalılar da “ Sizi kandırıyorlar, yok öyle bir şey, onlar sizinle yakınlaşmak için böyle bir bahane buluyorlar,”diyor. Bu gerçek bir olaydır. Türkiye orada belki zamanın KGB’siyle, Ruslarla işbirliği yapsaydı bu noktaya varır mıydı bilemiyorum.
Diesporadaki Ermeniler Ermenistandan daha etkili olabiliyorlar.
Trükye’de Kapalıçarşı’yı büyük oranda dolandırıp yanında bugünkü parayla yaklaşık 1 katrilyon kaçırıp ASALA’ya teslim eden bir işadamımız var, Ermeni asıllı: Hayk Demircioğlu.
Le Monde gazetesi Ermeni terörizmini “terorism puplicitier, reklam terörizmi” olarak adlandırdılar. Bunun nedeni Türkleri bitirmek değil Sözde Ermeni soykırımını hatırlatıp, konuyu sıcak tutmakdır.
Rumların Bizans İmparatorluğu hayalleri vardır. Ermenilerin böyle bir şeyleri olmadığı için Osmanlı’nın içinde gayet mutluydular. Çünkü kendilerine yasak olan İstanbul’a Fatih sayesinde gelip hem de Patrikhane kurdular.
Türkiye, başkasının ileri karakolu falan filan gibi rolleri ne kendisine biçer ne de biçmeye kalkışanla mutabık olur. Bizim en büyük müttefikimiz, Lozan ‘ı imzalamış değildir.
(Osmanlı Ermenilere tehcir yolunda hastaneler kurmuştur. Soykırım yapacak bir devletin hastane kurup soykırım yapma ihtimali var mıdır? Üstelik tehcirden sonra, geri dönüşlerini sağlamıştır.
Türkiye zamanında Ermeniler ölmesin diye, Azerilerin tepkisine rağmen buğday yardımı yapmıştır.
Amerikanın BOP projesinde çizdiği haritanın Osmanlı haritası olmasıyla Amerika Osmanlıyı istemektedir.)[1]
Tüm erkeklerini askere vermiş olan ve bir anlamda savunmasız kalmış köylerdeki kadın ve çocukların yine Ermeni çetelerinin saldırılarına maruz kalmış, Ermeni çeteleri Osmanlı askerini arkadan vurmuştur.
Ben Ermeni soykırımı konusunu ilk defa bombalanmış ve paramparça olmuş Türk turizm ofisinin önünde bir İngiliz televizyon muhabirinin ağzından duydum. Böyle bir iddia böyle bir sorun vardır Türkiye’nin karşısında dolayısıyla sizin de buna karşı aksi yönde tezler ileri sürüp karşı bir tez oluşturmnız lazım. Ama 1978 yılına gelinceye kadar Türkiye’nin bu konuda antitez üretmeye yçnelik bir politikası yoktu.
Türkiye’nin öngörü üretme, geleceğe dönükstratejiler, projeksiyonlar üretme alışkanlığı olmadığı için karşısına virdenbire çıkan bu gibi konularda önce bir şaşkınlık yaşar. Bu şaşkınlık bir süre sonra öfkeye dönüşür. Niçin bütün dünya bize düşman tarzında bir öfkeye dönüşür ve bu öfke de Türkiye’yi onlar istedikleri gibi düşünsünler, biz nasıl olsa haklıyız tarzında kendi kozaısını örerek içine kapanması gibi bir noktaya götürür.
ASALA’nın kuruluşu d tıpkı PKK’nın ki gibi 1975 yılında Lübnan Sayda kentinde gerçekleşmiştir.
PKK temsilcisinin yaptığı Türkçe bir konuşmayı bir Ermeni, ASALA mensubu bir Ermeni Kürtçeye çevirerek alınan kararları anlatmıştır.Bu tuplantı sonrasında hem PKK temsilcisi hem ASALA temsilcisi davalarına verdikleri pozitif destek için Yunanistan ve GKRY ne teşekkür etmiştir.
Iraklı Türkmenler ASALA operasyonlarında etkili bir şekilde kullanılmıştır. Kendileri Irak vatandaşı olduğu için bit eylemde aktif rol almaları ve yakalanmaları halinde TC’ninbu işiniçinde devlet olarak olduğunu kanıtlayacak hiçbir şey yoktur. Türkmen kardeşlerimiz bu operasyonda kullanılmış ve başarılı olmuşlardır.[2]
Karabağın işgaline halı neden göstermeye çalışırken Çarlık Rusyanın Krabağ halkına ya Sovyet Ermeni cumhuriyetinin bir parçası yada özerk bir öçnetim olacakalrını garanti etmiştir. Daha sonra ise Azerbaycan ‘a bırakmıştır. Bu nedenle Ermeniler orada işgali kendilerin ehak görürler.[3]
Seyahat sırasında çok zorluk çektiklerini günlerce yürüdüklerini kimse saldırmasın diye de askerlerin onları koruduklarını anlatıyor. Daha sonrada memleketi Samandağına dönüp evlendiğiini ekliyor.[4]
Talat Paşa’nın not defterine abartmak için yazdığı 924 bin Ermeni başımıza bela olmaktadır.
ASALA terör olaylarına devam etmek isteyenlerle bitimek isteyenler olmak üzere ikiye ayrılmış ve birbiri arasında çatışma üzerine yok olmuştur.
                Türkiye’nin ABD’deki Ermeni lobisine karşı halen ABD’deki Yahudi lobisinden medet umması





[1] Gökberk ERGENEKON
[2] Ercan ÇİFTÇİOĞLU
[3] ERMENİ GENÇLİK FEDERAYONU General Kar ekin njdeh

[4] Yeghisapet Kesabyan (105 yaşında , yehcirin son tanıklarından)

24 Ocak 2015 Cumartesi

TÜRKİYE’Yİ KAZANMAK


PHILIP H. GORDON ve ÖMER TAŞPINAR

Ortak düşman yokluğu, ortak çıkar belirleme konusunda zorluk doğurmaya başladı. Bugün her ne kadar terörizm ortak düşman olarak kabul edilse de, Ankara ve Washinton teörizm deyince farklı şeyler algılıyorlar. Türkiye için teörizm meselesi etnik ve bölücü nitelikteki PKK Oluşumuna odaklanmış. Amerikanın teörizm algılaması ise radikal İslam üzerine kurulu.
                Türkiyede Zıtlıklar:
Cumhuriyet’in ilk yılları   Laiklik---- İslam
Soğuk Savaş                       Sol-Terör----------Sağ-Türklük
Sopuk savaş sonrası         Laiklik-----İslam
                Türkiye’nin laiklik konusunda ABD’ye olan kırgınlığı 11 Eylül terör  saldırısı sonrasında Amerika’nın Türkiye’yi İslam dünyası çin başarılı bir “model” olarak göstermesiyle başladı.
                Türkiye’de bir kesime göre Ergenekon operasyonu Avrasyacı-ulusalcı kadroların ABD yanlısı “ılımlı İslam” tarafından tasfiyesi anlamına geliyor. Muhafazakar kesim ise Ergenekon yapılanmasına Türk ulusalcıların ve Amerikalı neokonların Ak Parti’yi devirme planı olarak baktılar. Bu iki zıt bakış açısı en azından bir konuda anlaşıyor: Her taşın altında hep Washinton var.
                Bir zamanlar doğuya yönelen İslamcılar şu anda Avrupa ve Birleşik Devletler ile sıkı bağların korunması ile daha ilgili taraf iken, bir zamanlar Batı’ya yönelen Kemalist elit, Türkiye’nin Batı ile sıkı bağlarının değerini sorgulamaktadır.
                Atatürk’ün Kemalizm olarak bilinen ideolojisi, birincisi radikal laiklik olmak üzere üç temel sacayağına dayanmaktaydı.
 Osmanlı paişahları sık sık İslam şeriatını alanının dışına taşan ve dini olmaktan ziyade politik ilkeler üzerinde temellenen kanunlar vazederdi. İslam ile Osmanlı İmparatorluğu’nun politik ve milli çıkarları çatıştığında padişahlar devleti tercih ederlerdi.
Devlet ve dini resmi olarak ayırmak (Fransa’nın 1905’te yaptığı gibi)yerine, çağdaş Türkiye, dini vazifelerin yerine geitrilmesi tekeleine alarak ve din görevlilerini devlet bürokrasisine  dahil ederek dini daha etkin biçimde kontrol etmeyi amaçladı.
                Kemalizmin ikinci sacayağı asimilasyoncu milliyetçilikti.
                Kemalizmin üçüncü sacayağı Atatürk’ün Türkiye cumhuriyetini Modern , batılı, jeopolitlk olarak           Batıya bağlanmış bir ülkeye dönüştürme kararlılığıydı.
                Soğuk savaş süresince üç kez – 1960  1971 vr 180 de olmak üzere – sivil  hükümetleri devirdi ve her seferinde yalnızca kamu düzenini yeniden  tesis edecek kadar idarede kaldı. 1960 darbesi ile Anadolu daki çevreyi temsil eden muhafazakar bir hareket olan ve 1950 ile 1960 arasında yapılan tüm serbest seçimleri kolaylıkla kazanmış olan Demokrat Parti devrildi. Devrik başbakan Adnan Menderes ölüm cezasına çarptırıldıve anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs  suçundan idam edildi. 1971 ve 1980 darbeleri yoğun sol karşıtı eğilimler taşımaktaydı ve bilhassa 1980 darbesi geçici olmakla birlikte Kürt  ve sol muhalefeti şiddetle bastırdı.
                1984 yılında vaktiyle kominist bir Kürt hareketi olan ve bölgede güçlü bir takipci listesi olan PKK ayrılıkcı bit terörist kalkışmaya girişti. Askeri idarecilerin benimsediği devlet kontrolündeki İslam’ı seferber etmek yöntemi de kendi sonuçlarını üretti. Sol görüşlü öğrenci nüfusunu dengeleyip depolitize etmek amacıyla generaller Diyanet İşleri Başkanlığının bitçesini artırdı, ülke çapında İmam Hatip

Aslında bazı radikal demeçlerini bir kenara bırakırsak Refah Partisi ve Başbakan Necmettin Erbakan Türkiyenin laik yapısının temel prensiplerine meydan okumamistir.
1997 de Erbakana  yapilan darbenin buyuk ve beklenmedik sonuçları oldu. Bu sayede Türkiye deki İslamcılar ciddi anlamda vicdan muhasebesi yaparak ;nesil ve ideolojik olarak bir kopuşun ortaya çıkmasına on ayak oldu. Refah partisinin üyeleri Erdoğan ve Gül  gibi pragmatik genç liderler laik düzene ne ölçüde meydan okuyabilen eklerini idrak ettiler.
2007 yılının ilkbaharında Nokta dergisi 2004 te Kıbrıs meselesi yüzünden gerçekleşecek askeri darbenin Genelkurmay daki fikir ayrılıkları sayesinde atlatildigini ileri surdu.
Bazı komşularının aksine Türkiye hicbir zaman Amerika da güçlü bir etnik lobinin varlığından faydalanamadi.
2007 seçimleri öncesinde Kemalistler ve AKP boğuşurken iki tarafda Amerika yı en çok değer verdiği ilkeleri imtina etmekle suçluyordu: Kemalistler için LAİKLİK AKP için ise DEMOKRASİ.

Çoğu avrupali nin nazarında Türkiye adaylık vasfını taşıyabilmek için açıkça çok büyük( Almanya hariç tüm AB üyesi ülkelerden daha büyük bir nüfusla) çok büyük ,(AB ortalamasının üçte birinden az kişi başına GSYİH ile) çok fakir ve ( yüzde 99 müslüman nüfus ile) çok farklıydı.

Türkiye tek bütünsel bir kategoriye indirgenemeyecek çoklu bölgesel kimlikleri olan merkezi bir ülke konumundadır.

Turkiyenin Avrupa istiyaki onu Rusyaya yaklaştırmıştır. Her iki ülkede kendilerine ikinci sınıf devlet muamelesinde bulunulduğunu hissettikleri AB karşısında hayal kırıklığı duymaktadır. Her ikisinde AB bin onları önemli imparatorluk geçmişine ve Ortadoğu ve Avrasya da emperyal rollere sahip büyük avrupalı güçler olarak tanıyıp saygı göstermesini istemektedir. Pek çok yönden Rusya ve Türkiye devletlerinin imparatorluk gelenekleri paralel bir uyanis gecirmektedir.

Gazeteci Fikret Bila nin Turkiye nin son donem askeri liderleriyle yapilan röportajlardan oluşan KOMUTANLAR CEPHESİ adlı kitabina gore generallerin çoğu Turkiyenin kurtleri bastırmak için güce başvurmuş olmasinin PKK nin isine geldiği sonucuna varmışlardır.
Hoşgörülü liberal demokrasi radikal İslam’ım en iyi panzehiridir.
Türkiye geniş petrol ve doğalgaz kaynakları olmadığı için kendini şanslı sayabilir. Enerji zenginliği Ortadoğu’da demokrasi ve kapitalizm hedeflerini felç eden bir bela olabilmektedir.
Örgütün(ERGENEKON) -soğuk savaş döneminde kurulan ve varlık sebebi bir NATO ülkesinin işgali durumunda Sovyetler’e karşı mücadele etmek olan, fakat yasadışı faaliyetlerde de bulunmuş olan kanun kapsamı dışındaki örgütlerden doğan bir uzantı – 1990lardan beri gerçekleşen pek çok faili meçhul cinayet ve terörist faaliyetten de sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.

AB ve ABD’nin Türkiye’yi Kazanma Yolları
ü  Türkiye ve Kürtler arasında bir “Büyük Pazarlık”ın teşvik edilmesi
ü  Türkiye’de L,beralizm ve Demokrasinin desteklenmesi
ü  Türkiye’nin AB üyeliğinin Taahhüdünün Yenilenmesi
ü  Ermenistan ile tarihi uzlaşının Desteklenmesi
ü  Kıbrıs’ta siyasi bir çözümün Teşvik edilmesi




                

KÜRESEL EKONOMİK KRİZ VE YENİ DÜNYA DÜZENİ

Ramazan KURTOĞLU

Waterloo Savaşı(1813-1815)
Değer ile sermayenin yani paranın endüstride birbirinden çok farklı manalara karşılık geldiği bir gerçektir. Değer hızlı bir şekilde paraya dönüştürülebilir; paranın değere dönüştürülmesi içinse, öncelikle ortada buna “değer” bir şeyin olması gerekir. Değer, üretimin somutlaşmasıdır.
Büyük şirketlerin ABD'deki vergi payı 1950lerde %30larda iken 2009 da %6 larda idi. ABD de federal devlet bütçesi 1.4 trilyon$ lık bir bütçe açığı ile karşı karşıyayken vegi yükü küçük şirketlerin ve vatandaşların vergi sırtında. Bu durumun Türkiye'deki en önemli tezahürü dolaylı verginin %70lerin üzerinde olmasıdır.
Farkılı farklı olsa da bilgisayar oyunlarındaki tek tema “tek tip insan” modeli için kitlelere;”Değiş ve küresel ol” deniliyor.
“Oyun Teorisi” nin temeli “Nash İkilemi” veya “mahkum ikilemi” denilen bir yönteme dayanıyor. Kendi çıkarı için yalan da söylenebileceğini hesaba katarak bir strateji-yöntem geliştirmeyi ömgörüyor. [Her insan kendi menfaatini düşünür ve oyunu kazanmak için karşısındaki insanı aldatır. Çünkü rasyonel insan kazanmak ister. Böylce ALDATMA-KANDIRMA-İHANET üçlüsüne dayalı prensipler, karşıdaki insanın davranış şifrelerini çözmek için temel faktör haline gelir.
VATİKAN'ın eski fikirleri yeni yöntemlerle, yeni teknikleri eski fikirlerle uygula.   [Roma imparatorluğu döneminde çalışmayan kitlelerin hak arama mücadelelerine girmemeleri için senenin belli dönemlerinde at yarışları ve gladyatör dövüşleri düzenliyordu. Ayrıca şehirde yaşayan herkese mısır unu ve zeytinyağı gibi temel gıda yardımları yapılıyordu. Bugünün futbol müsabakalarını , dizi filmlerini, tv programlarını ,makarna-kömür dağıtma politikalarını bu kapsamda görebiliiz.
İnsanlığı tek tip yapmaya ve daima efendilerine itaat etmeye ayarlanmış mankurtlaştırılmış tiplere robotlara dönüştürmektedir.
Apple'ın CEO su Steve Jobs “kültürel gençliği” İstanbul’da bir hamamda kahve içerken gördüğünü söyleyerek şunları  demiştir. “Gençler  için dünyanın tamamı aynı. Bir ürün imal edildiğinde  onun bir Türk telefonu veya Türk gençliğinin seveceği müzik olması söz konusu değildir. Artık tekbir dünyadayız.” (Küreselleşme)
Bir saniye içerisinde bilinçli zihin 2000 bit bilgiyi fark  ederken  bilinçaltı zihnimiz bir saniye içerisinde 400.000 bit bilgiyi kaydeder.
Rusya Basın Bakanı Yardımcısı Valeri SİROJENKO’nun açıklamalarına göre , 25. Kareyi belirlemek üzere özel bir dedektör geliştirildi ve bu cihaz ile Tv kanallarının sürekli kontrolü sağlanacak.
Çocukları erken buluğa erdiren, bilinçaltına sürekli cinsel içerikli algılar gönderen çizgifilmler her şeyi olan fakat tükettikçe mutlu olamyan fertlerden oluşan devasa kitleler meydana getirildi.
Ölüm ve korku içeren mesajlara beynin verdiği tepki diğerlerinden oldukça farklıdır.
Kabalist şarkıcı Madonna “Hollywood” adlı şarkısında {Hafızamı kaybettim Hollywood’da ,milyonlarca düşüm oldu iyisiyle kötüsüyle, Hollywood’un havasında bir şeyler var, kaçmayı denedim ama hiçbir şey yapamadım.}
Marilyn Monroe {Hollywood, öpücüğünüze iki milyon dolar , ruhunuza iki dolar verilen yerdir.}
                Nevrotik korkuyu besleyen korku filmleri aynı zamanda öğrenilmiş çaresizliği de kışkırtır.
                Pentagonda gerçekleşen ekonomik savaş tatbikatı sonucu oyunun ABD açısından topyekun çökse de ABD’nin son çare olarak başvuracağı muazzam miktarda altın rezervine sahip olmasıydı. ABD altın stoklarının neredeyse tamamını  özel bankaların kasasında değil West Point gibi askeri üslerde korumaktadır. Bu mili servet ile milli güvenliğin bağlantısını ifade etmektedir.
                Fed’in doların değerini düşürerek dünyaya ABD ‘nin borçlarını ödetmesi işin kolay kısmı. Esas mesele Çin ve Rusya’nın kendi menfaatlerini fiyatları arttırarak ve US$ dan menkul kıymetler satın almayı bırakarak korumaya çalştıklarında neler olacağını kestirebilmektir.
                Başta FED olmak üzere G-20 büyüklerinin piyasaya sürekli  para pompalama gayesi paranın değerini düşürerek ihracatı desteklemek, ithalatı caydırmak metoduyla milli ekonomiye destek vermek. Bu politika kur savaşlarını tetiklerken diğer ülke ekonomilerine zarar vermektedir. Ayrıca oluşturduğu sıcak para gelişmekte olan ülkelerde borsaları ve emlak fiyatlarını aşırı yükselterek balonlar oluşturuyor. Sıcak para gelişmekte olan ülkelerde para dengesini bozuyor. Sıcak para dalgası tersine dönüp balonlar patladığında neler olacağını kestirmek zor olmasa gerek. Bu nedenle Brezilya , sıcak para giriş ve çıkışını zorlaştırma yoluna gitti. Benzer şekilde İsveç Frank’ın yükselmesini önlemek için sınırsız müdahale kararı alarak kur savaşlarına katıldı.
                Bugün oynanan oyun gelişmiş ülkelerin hepsi bir yarış içinde paralarını diğerlerine göre daha az değerli yapmaya çalışıyor. {Zero sum} Başta konvansiyonel silahların kullanıldığı daha sonra ise hangi “Armegedon” silahının kullanılacağının tahmin bile edilemeyeceği bir sıcak çatışma.
                Parasal genişlemeye devam etmek yakında bir çöküşün gerçekleşmesine sebep olacak. Kimse ve hiçbir ülke bu parasal genişleme trendinden muaf değil böylesi bir çöküş herkesi etkisi altına alacak. Paranın giderek daha fazla basılması artık insanların kağıt parayı değersiz bularak uzaklaşmasına bir değer olarak görmemesine yol açacak.Bunun sorumlusu da FED olacak.[1]
                Her ekonominin bir siyaseti her siyasetin bir ekonomisi vardır.
                IMF(ınternational money foundation), WB(World Bank), WTO(World Trade Organization)Şeytan üçgeni
                Milletler arası bir ticaret kuralı ihlalinin bir insan hakları ihlalinden çok daha fazla önemsendiği bir dünyada yaşıyoruz.[2]
                IMF küresel sermayenin hem itfaiyesi hem kundakçısı.
                “Our boys have done it.” İhitlali Türkiye’de neoliberal ekonomiye geçişte kilometere taşıdır.Türkiye Washinton Mutabakatını kabul eden ilk ülkedeir. Bu mutabakat Amerika ve küresel sermaye için ne iyiyse dünya için de onun iyi olduğunu anlatan bir ifadedir.
                Türkiyeyi sanayileştirmeden vazgeçirme tavsiyelerinin tarihi oldukça eskidir. Türliyede iktisadi dengesizlik vardır ve bunun sebebi tarımı ihlal etme pahasına sanayileşmeye önem vermektir. Ücret artışları durdurulmalı, KİT’ler eadikal bir şekilde özelleştirilmelidir. Emekli maaşları azaltılmalıdır.
                Cumhuriyet Türkiyesindehiç bir kuruluş IMF kadar sebep-sonuç anlamında etkili olmamıştır.:

IMF ile anlaşma
1946 devalüasyonu
1950 demokratik iktidar değişimi
IMF ile anlaşma
1958 devalüasyonu
1960 darbesi
IMF ile anlaşma
1970 devalüasyonu
1971 darbesi
IMF ile anlaşma
1978 devalüasyonu
1979 demokratik iktidar değişimi
IMF ile anlaşma
1980 devalüasyonu
1980 darbesi
IMF ile anlaşma
1994 devalüasyonu
1997 Post modern darbe
IMF ile anlaşma
2001 devalüasyonu
2002 demokratik iktidar değişimi
Devalüasyon:İthal mallar değer kazanırken yerli malların değer kaybetmesi
Netice de sonuç değişmiyor. Yolu IMF ile kesişen iktidarların demokratik veya askeri yolla iktidardan düşürüldükleri görülüyor.
                Eğer bir iktisatçı zenginler tarafından alkışlanıyorsa tetikte olun.[3]

Meşhurdur fısk ile olmaz cihan harab    (Herkesce bilinir ki dünya ahlaksızlıkla harab olmaz???)
Eyler anı mudane- i alimen harab            (Onu harap eden yoldan çıkmış bilim insanlarıdır.)[4]
Türkiye’nin 1980 -2009 döenminde IMF benzeri küresel kurumlara ve bankalara ödediği anapara ve faiz 1.3 trilyon $
1980 müdahalesinden sonra alınan 24 Ocak kararları iile faizlerin serbest bırakılmasıyle Türkiyede bankerler ortaya çıktı ve bir felaketler zincirine yol açtı.
12 Eylül müdahalesi Türkiye’ye kapitlizmin en vahşi acımasız versiyonu olan neoliberalizmi yerleştirme gayesine yönelik ABD,AB,İsrail ve NATO destekli küresel sermayenin “Yeni Dünya Düzenine” uygun , Türk millitine yönelik gayrı milli bir isyan hareketidir.
NO LOGO-Shock Threapy
Süper  karlar ile büyük felaketler arasında kesişme söz konusudur.
Sıkıp içinizi boşaltacağız, sonra da kendimizle dolduracağız.(Yeni Dünya Düzeni Tarikatı)[5]
Wall Street’te küresel sermaye arasında Armegedon Svaşı patlak vermiş haldeBu savaşta üç dört aile öne çıkmış gözüküyor.
Piyasaların can simidi DEVLETCİLİK.
Amerikada popüler tv dizisi x-files için üçbin kişi üzerinde  yapılan bir araştırma da Amerikalıların %54 ü Tanrıya inanmadığı %58 i UFO gibi fantastik şeylere inandığı  %33 ü nün ise hayalet gibi yaratıkların inanç sistemlerinin temelini oluşturduğunu düşündüğünü beyan etti. Bu da “ Yeni Dünya Düzeni Tarikatının” ne kadar başarılı olduğunun göstergesi.
İnsanlara  ücretle kazanamadığını kredi ile alma yolu dayatıldı.
Medyayı kontrol eden beyni de kontrol eder.[6]
 “Washinton Post, The New York Times gazetelerine ve Times dergisine ve diğer yayın yöneticilerine teşekkür ederiz. Eğer bu toplantıların gizliliğine saygı duymayıp konuşmaları kamuoyuna duyursalardı planlarımızı uygulamak mümkün olmazdı. Bizim kültür ve finans dünyasında elit tabaka için hazırlamakta olduğumuz , uluslarüstü egemenliğe sahip dünya hükümetini tesis etmemiz ve kabul ettirmemiz için şimdi ortam daha elverişli.”[7]
Günümüzde bizim için önümüzdeki en büyük engel dünyanın küresel politikaların artık farkına varmaya başlamış olmasıdır.[8]
Dünyanın diğer bölgesinde her kim Amerikayı tenkit ediyorsa anti- semitikdir. Anti-semitikler Nazi yanlısıdırlar faşistlerdir.
En tehlikeli kontrol kitlelerin çoğunluğu tarafından görülemeyen gizli bir güç tarafından gerçekleştirilendir.HAARP(High Frequency Active Aorural Researc Program){Nonlethal silahları gözle görmek imkansızdır.Psikolojik baskı,zihin kontrolü,elektromanyetik dalgalarla acı vermek, uçakları elektromanyetik dalgalarla düşürmek, haberleşme sistemlerini felç etmek,suni depremler,tabii afetler maydana getirmek, iklimdeğişiklikleri oluşturmak}. Bu fütürist teknoloji ışın silahından tutunda zihin kontrolüne kadar herşeydir. [9]
Küresel finans oligarşisi Ziraat ve gıdanın dünya ölçeğinde tek merkezden yönetilmesi projesini 1950lerden bu tarafa uygulamaya koymuş durumda. Bu plan iki aşamalı:
·         Gelişmekte ve gelişmekte olan ülkelerin ziraat ve çiftçisinin yok edilerek bu ülkeleri gıda bakımından dışa bağımlı hale getirmek.(mekika tortilles, Tükiye, İsrail)
·         DDT kullanımı ile hem insanları hem hayvanları zehirlemek.

Genetiği ile oynanmış polenlerin Kuzey Amerikada 1200 km uzağa gidip diğer ağaç ve bitkileri itkiledikleri tespit edilmiştir.
Türkiye benden pirinş almıyor davası ve davayı Türkiyenin kaybı
Milletleri – insanları tek merkezde kontrol etmenin en önemli noktası araştırmayan okumayan tekik etmeyen, TEPKİSİZ kitleler meydana getirmektir. Bunun iki yolu vardır:
                                i.            Eğitim
                               ii.            Medya{Filmler ,video oyunları , reklamlar , müzik vasıtasıyla verilen sübliminal mesajlar bir şekilde zihni kontrol eden beyin yıkama yöntemleridir.
                Kitle psikolojisinde sorgulamadan kabul etme yaygındır.
İnsanları kimliksiz tüketim toplumu haline getirme, sosyal , kültürek, aile bağlarını koparma…Hepsi bu oynun bir parçası.
“Abd karşısında iki seçenekten birini tercih etmeniz gerekiyor: Ya Pentagon ‘un otoritesini kabul edip hürriyetinizi kaybedersiniz yahut da Hollywood’un otoritesini kabul edip kültürünüzü.”[10]??????
Dr.BABUNA OLAYI:Türkiye’de 1990larda Türk milletinin acıma duygusunu kullanarak güya tedavi maksatlı 160.000 kan örneği toplamış bunun 110.000ini Amerikaya götürmüştür.

Günümüzde en basit suçdan dahi karakolluk olsanız ABD’de ve Avrupa’da parmak izinizle birlikte DNA kaydınız dosyalanmak için yanak içi tükürük bezinden doku numunesi alınıyor. Bugün mevcut generik ve biyoteknoloji ile bir ülken in ortalama gen haritası bilgileri esas alınarak o ülkeye bölgeye yönelik virüs ve biyolojik silah geliştirilebilir.
ECHELON:ABD ‘nin dünyadaki bütün telefon faks eposta haberleşmesini takip ettiği sistem. Şu an onun daha ileri versiyonu olan TEMPEST kullaılıyor.
Wayne Madsen’e göre Türkiyede hala iki dinleme istasyonu var.
Teknolojide sağlanan gelişmelerle sosyal bilimlerde sağlanamıyor. İdeolojiler 1990lardan itibaren çökertilince her geçen gün insanların davranışları daha çok birbirine benziyor. Ancak fertler yanlızlıktan kıvranıyor.
“Hristiyan misyonerler geldiklerinde onların elinde İncil bizim ise topraklarımız vardı. Gözlerimizi kapayıp dua edelim dediler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil onlarınkinde ise toraklarımız vardı.”[11]
Amerikalı Müslümanalrın %89 unun oy verdiğ dünyaya “zenci” ve “müslüman” olarak pazarlanan Demokratik Partili Obama şöyle bir çokomel:Amerikalılar Obamaya Negro değil dışı siyah kakao içi beyaz kremalı bisküvi olan “oreo” adını takmış. O bir projenin ürünü. Başkan Obama avukat ama hiç avukatlık yapmamış. Buna rağmen büyük bir servet sahibi. Obama insanları mutlu etmek için yaratılmış büyük bir komplodur.
Amerikada beyaz olmayan azınlıklar sitemin kendilerine karşı ayrımcılık yaptığına her geçen gün daha fazla inanıyor. Bundan dolayı egemen güçlerin Obama gibi sembol isimlere ihtiyacı var.
Güvercin Obama’nın Şahin kadrosu
Obama’nın yardımcısı 65 yaşında ve 29 yaşından beri senatör olan Jıe BIDEN’in Türkiye’ye karşı marifetleri;
·         Kıbrıs Barış Harekatından silah ambargosu
·         1999da Ecevit’e ABD ye muhtaçsınız. Bu nedenle Kıbrıs meselesini çözün ifadesini kullanan kişi
·         Fener Rum Patrikhanesi
·         Soykırım tasarıları
·         2007 de Gül’e randevu vermedi.
Ana hatlarıyla “Ermeni Meselesi” Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti, Kıbrıs , İsrail’in İran’a saldırma ihtimali…Mescid-i Aksa ile Kubbetüs Sahra camilerinin yıkılarak yerine Üçüncü Süleyman Tapınağı’nın inşa edilmesi ve Mesih beklentisi Yeni Dünya Düzeni adı verilen “Tanrı İmparatotluğu” kurmak için fethedilecek günahkarlar ülkesi Edom’un Anadolu Türk yurdu olması ve…Hepsi  Türkiye’ye öncelikle ilgilendiren hayati konular.
Evanjelist ve Kabalistler “Kehanetleri” çok sever. Kabala’ya göre rüya kehanetin 60ta 1i.
100 ways America is Screwing up the world
Müslüman ülkelere saldırmak  daha kolay olacak(Nasıl olsa Obamada Müslüman yatkınlığı var)
Medeniyetler Çatışması
Her renge bürün de renk verme(OBAMA)
“Kanuni şiddet hükümetimizin ayrılmaz bir parçasıdır, çünkü ancak bu şekilde zayıf yönlerimizi kapatabiliriz.”[12]

Yer altındaki beyaz saray-tesisi renkli görüntülü telefon sistemi ile dünyaın en güçlü süper bilgisayarlarından birine de sahipti.
FEMA (Federal Emergency Management Agency) gizli hükümeti gerektiğinde seçilmiş başkanı aşıp kararlar alma yetkisine sahip. Abd’nin çeşitli eyaletlerinde gizli sığınaklar inşa etmek için bir milyar 300 milyon $ harcadığı zaman bile bu işten haberdar olan senatör sayısı 20den fazla değildi.
Seçkiner 2000 yılında Irak’a savaşa karşı iken 2002 yılında neden savaş tantanaları çalmaya başladılar? Sakın 11 Eylül Saldırılarıyla ikna edilmiş olmasınlar.
Profits privatized, losses socialized
2007 sonunda sadece Irak’taki ABD işgalinin maliyeti 3 trilyon $. Bu maliyetin yüzde yüzü Amerikan halkına bindirildi.
“Bir milletin parasının kontrolü elimde olsun, onun kanunlarını kimin yazdığını umursamam artık.”[13]
                Bir hamburgere 175 $ ödeyen ama patates kızartması ve katçap bedava diyen dehalar…
                Türkiye dünyanın en yüksek reel faizini ödemeye devam eden bir ülke. Küresel finans klanı Federal Reserv’i tamamen kontrolü altında bulnduruyor.Karşılıksız basılan dolarlar bir avuç kendilerinin seçilmiş ve Tanrı İmparatorluğu kurmakal görevli olduğuna inanan para babasının elinde nükleer silahtan daha tehlikeli.
                Amerikalıların sadece %16 sı 11 Eylül saldırısı için açıklanan resmi söyleme inanıyor. Geri kalan çoğunluk ise komplo olduğu düşüncesinde.
                BOP’un ilk adımında ABD’yi İslam ülkelerinden Afganistan ve Irak’ı ateşin içine atan, Türkiye dahil Türk-İslam dünyasına BOP’u dayatan neocon diye bilinen insanların projeleri TEOLOJİK SİYASET(Din-Felsefe-Siyaset) temelli olup dayanakları tevrat tefsircisi ünlü Kabalist Endülüslü İbni Meymun(Maimonides) ile onun Tevrat – Kabala yorumlarını siyaset felsefesine dönüştüren Alman Yahudisi Leo Strass’dur.
                Eylül 2008’de patlatılan mali krizde herkes can derdinde iken üç büyük aile batık banka ve finans kuruluşlarını kelepir fiyatlara satın alarak öne çıktı.
a)Rothshield b)John Pierport Morgan c)Rockefeller
                Üçüncü Dünya Savaşının öngörüsünde Siyonist Yahudi-Müslüman anlaşmazlığı ile ekonomik kaos yer alıyor.
ROCKEFELLER’ın BAŞKAN’A YAZDIĞI ÜLKE SINIFLANDIRMASI(Türkiye bu gurupta)
BİRİNCİ GRUP;Bizimle dost olan ve bize uzun süreli sağlam askeri paktlarla bağlanmış anti-komunist hükümetlerin iktidarda olduğu ülkeler.Bu ülkelere yapılan yardımlar ve açılacak krediler öncelikle  askeri nitelikte olmalıdır. Oltağa yakılanmış balığın yeme ihtiyacı yoktur. Genişletilmiş iktisadi yardım bazı hallerde ters tepki verebilir. Yani bağımsızlık eğilimini arttırıp mevut askeri paktları zayıflatabilir. Bu tip ülkerlere doğrudan doğruya iktisadi yardım da yapılabilir. Ama bu bize uygun ve bağlı hükümetleri iktidarda tutacak biçim ve miktarda olmalıdır. Aynı zamanda ABD ile işbirliğine hazır yerli iş adamlarına yardımı artırmalı ve böylece bu işadamlarının ilgili ülkenin ekonomisinde kilit noktaları ele geçirmleri buna dayanarak siyasi etkilerin atması sağlanmalı.[14]
Amerikan halkı seçimlerde Başkan ve Kongre üyelerini seçerek ülkenin yönetimine doğrudan katıldığını zanneder. Başkan ve hükümetin arkasında hukuki dokunulmazlığı olan istediği gibi karşılıksız para basma tekerline dahip ABD’yi perde arkasında yöneten daha büyük bir güç vardır. O da Federal Reserve Banktır.
Fed’in ilk ortakları ve sermaye sahipleri;
Rothshield-Londra
Rothshield-Berlin
Text Box: Hepsi Yahudi kökenliLazard Brothers-Paris
İsrael Seiff- İtalya
Warburg –Hamburg
Lehman Brothers-New tork
Goldman Sachs-new York
Rockefeller

Küresel siyasi ekonomik yapılanma içinde tek bir dünya düzeni meydana  getirme kurma komplosu içinde olduğumuza inanıyorlar. Eğer suçlama ile karşı karşıya isem suçlu olduğumuzu kabul ediyor ve bundan gurur duyuyorum.[15]
Yahudi lobisinin dayandığı temel güç anti-semitizm suçlamasıdır.
1854 Kırım Savaşı yaşanmış Osmanlı Türkiyesi  Rotshieldlerden tarihinde ilk kez borç almıştır.
Wall Street yediğiniz yemkten üstünüzdeki giysilere kadar her şeyin kontrolü için politik finansal plan ve komplo yuvasıdır.
Amerikayı anlamak için:
·         Amerika mali tarihi
·         Amerikanın din ve inanç tarihi
·         Hollywood filmlerinin ne söylediğini  iyi anlamak gerekir.

John Frank Kennedy ‘nin babası Büyükelçi Joseph Kennedy Yahudi lobilerinin tenkisine maruz kalmış ve yahudi lobisi desteği olmadan seçilen ender başkanlardan biridir.
Ailelerin oyunlarını gören ve o zaman Amerikanın en zengin kişisi olan Hnery Ford üç ciltlik “Uluslarası yahudi”yi yayımladıktan sonra suikaste uğramıştır.


                Önce ekonomik Armegedon sonra siyasi Armagedon yaşanacak . Arkasından nükleer, biyolojik ve kimyasal silahların kullanıldığı nihai , öldürücü Armagedon yaşanabilir.
                Tarih, kontrol edilemeyen, başına buyruk paranın yaptığı büyük yıkım örnekleriyle doludur. Mekodon,Helen , Roma, Endülüs, Osmanlı ilk akla gelen örneklerdir.
                2008’de patlayan finans kaosun arkasındaki birinci, sebep KONTROLSÜZLÜK, AÇ GÖZLÜLÜK, AHLAKSIZLIKTIR.
                Offshore/kıyı bankacılığı gibi kontrollerden uzak yerlerde kağıt üzerinden bankacılık yapmak, şirket kurmak yahut da hedge fonlar  gibi şeffaf olmayan yeni enstrümanlarla daha kolay ve vergi kaçırılarak para kazanılıyor.
                Lienchtenstein Prensliği {Alman gizli servisi BND burada hesap açtıranların peşine düşer. Nihayet beş milyon euroya mal olan bir rüşvet zincirinden sonra Şubat 2008 de bu bankalarda hesabı olanların isimlerinin olduğu CD yi ele geçirir ve ABD’de panik başlar. İsrail, ABD, İngiltere, Hollanda, Fransa, İskandinav ülkerlerinin gizli servisleri de Cd’nin peşine dğşer.
            Survival of the fittest(Güçlü olan yaşar)
            CARRY TRADE=Düşük faizi düşük bir ülkenin parasıyla borçlanıp faizi yüksek ülkede yatırım yaparlar. Bu sistemde faizi yüksek ülkenin para biriminin faizi düşük para birimi karşısında ne kadar değer kazanacağı büyük önem arz eder. Japon ev hanımları Türkiyede carry trade yapmaktadırlar.
            Petrol fiyatları arttıkça ABD karşılıksız dolar bastı. Böylelikle dünya piyasalarında likidite bolluğu da arttı. Bu artış bu tip riskli işlemlerive yatırımları kamçıladı.
            Kumarda Tanrılar bile kazançlı çıkmaz.[16]
Karmaşık çok kültürlü etnik ve ırkı ayrımdan meydana gelen iç dinamikleriyle Amerika, milli bütünlüğünü koruyabilemk için diğer ülkelerden daha fazla düşmana  ihtiyacı var.[17]
Toplumların yönetiminde şok etkisi
İsrail’i yönetenler de Yahudileri bir arada tutmak için sürekli dış düşman tehlikesinin varlığını körüklemekte abartmaktadırlar. Daha düne kadar en büyük düşman saydıkları Araplar -artık ne hikmetse en büyük düşmanı İrandır. Soğuk savaşta Sovyetler idi. Bütük düşman sıralamasında Türkiye de her geçen gün yukarılara doğru tırmanıyor.Evanjelist ve Siyonistler bu şuuraltı operasyonunu sürekli körüklüyorlar. İle ABD’ de Kanaada’da ve İngiltere’de oldukça iyi düzeyde Yahudi-Arap dostlukları teşekkül etmiş durumda. Filsitin’in eski lideri Yaser Arafat’ın parası dahil, Suudi şeyhlerin milyar dolarlarını Yahudi bankerler yönetir.
11 Eylül , İkiz kuleler ve Pentagon saldırıları ile Amerikan halkı müslüman teröristler ile korkutulmaktadır. Bunun temel sebebi küresel finans klanını daha fazla para kazanmak gayesiyle Amerikan halkını Afganistan ve ırak’ın işgaline savaşa ikna etme operasyonu olduğu anlaşılıyor.
11 eylül 2001 saldırılarında Washinton’daki Amerikan Savunma Bakanlığı’na çarptığı ve Pensilvania açılarında düşürüldüğü iddia edilen uçakların enkazları asla çıkmadı. Uçaklarda öldü diye isimleri verilen kişilerin aileleri de çıkmadı.
Cumhuriyetçi ve Demokrat partinin temel Amerika dış politikası farklı değildir. Hatta iç politikadaki esas uygulamalarda da paralellik vardır. Çünkü her iki partinin de kontrolü küresel finans oligarşisinin elindedir. Fark, Cumhuriyetçilerde biraz WASP lar Demokratlarda ise Yahudilerin daha ağırlıklı olmasıdır.
Kesinlikle nefsine düşkün kendi hedonizmi-zevki için yaşayan bir toplum dünyaya ahlaki motif sunamaz.[18]
Osmanlı Türk İmparatorluğu 1854’te dış borç macerasına başlamış 1875 yılında da morotoryum yani borçlarımı ödeyemeyeceğim demişti.
1960’tan beri Amerika’nın nüfusu %41 artarken Amerikada baba problemi yaşanmaktadır. Evlilik dışı doğumlar %419, boşanma %300 , nikahsız birliktelikte yaşayan çiftlerin evlerinde yaşayan çocukların oranı %300 şiddete dayalı suç oranı %560 her yıl silahla öldürülen ya da intihar edenlerin sayısı ise 65binden fazladır. Amerikada resmi kayıtlara intikal etmiş tecavüz olaylarının sayısı dakikada 4 kadına ulaşmıştır.
ABD’nin küresel olarak askeri yayılmacılığı sürekli besleyecek insan kaynağı ve para kaynağı yoktur. Tek imkan tanesi 4 cent e mal olan 100 dolarlık karşılıksız basılan banknotlardır.
Amerika dünyada en çok silah satan ülkedir. 130 ülkede 700’den fazla irili ufaklı askeri üssü bulunmaktadır.
Prof.Paul Kennedy büyük güçlerin çöküş sebeplerinden birini kendi askeri kapasitesinin çok üzerinde geniş bir bölgeye yayılmasına bağlıyor.
Euroya rağmen dolar hala dünya ticaretinin temel parası olup ABD’nin karşılıksız dolar basabilmesi büyük avantajdır.
Hükümetleri şirketler yönetiyor, kredi derecelendirme kuruluşları bağımsız değil. Ülkerlerin IMF ve Dünya Bankası giib oluşuölara hayır ödemiyoruz demeyi başardığı takdirde krizin üstesinden geleceği kesindir. Bunu Ekvador Başkanı Rafael Correa yapabiliyorsa herkes yapabilir.[19]
Ortadoğu , kafakaslar, Balkanlar, Afganistan, Hindistan, Pakistan, iran , Türkiye, Kuzey Afrika, Güneydoğu Asya, çin veRusya… Buralar Batının “ÖTEKİ” saydıkları hem de kapitalist sistemin duyduğu tabi kaynakalra ve uzuz işgücüne sahip.
Bu hercü merc de Türkiye ye biçilen rol:
İçerde sadaka ekonomisine bağlı rıza toplumu. Bunun için de bir kısım tarikatlar ve dini cemaatlere daha büyük Batı desteği gelecek.
Türk askeri ikna edilirse dışarıda kullanılmak isteniyor.Burada iki  maksat var :
            Türk ordusunun savaş yeteneği kullanılarak kendi çocuklarıını ölmesmesi
            Türk ordusu “iç ve dış badirelere” aynı anda müdahale etmek mecburiyetinde bırakılarak “küresel güç merkezi”nin “dişine dokunur” olmaktan çıkarılmak isteniyor. West Point merkezli makalelerde Türk ordusunun “hesapları bozabileceği” bundan 10 yıl öncesinde buşuna mı yazılıp çizilmeye başlandı.
            Kitlelerin manipule edilmesi, insanların kafalarındaki fikirleri, algılama eşiklerini değştirmek için akla hayale gelmedik pek çok adım atıldı.
11 Eylül—Vantage Point
ABD’yi ikinci cihan harbine sokan Pearl Harbor’a da bile bile göz yumulmuştu.
11 Eylül küresel finans klanına altın tepside sunulmuş bir hediyeydi. Çünkü sıradan Amerikalıların savaşın gerekliliğine inandırılması gerekiyordu.

 Seçilmiş ırk ın Mesih Tanrı İmparatorluğu projesi için Abd artık yeterince itici güç değildir. Yeni “Holokostlar” için tokuşacak iki eşit güce ihtiyaç vardır ve bu projenin yeni gücü Çindir.
Sosyalizmin çöküşünü gören insanlık kapitalizmin çöküşüne de şahit olacaktır.
Politik İslamcı hareketler  ile ABD’nin gücü arasında paralel bir ilişki vardır ve birbirini destekler niteliktedir.
İlerleme masalları , büyüdünüz ha, zenginleştiniz ha safsataları
Gerçeğin kendisiymiş gibi tv dizileri
Üretici milli sermayenin ve milli bankaların önemi bundan sonra daha da hayati bir önem arz edecek.
Türkiyede tarım sektörünün artık sadece adı var. Ülke 2002den bu tarafa büyüyoruz masallarıyla üretim sürecinden kopma noktasına getirildi.
Türkiye Devlet Planlama Teşkilatını yeni bir milli misyonla yeniden aktif hale getirerek planlı programlı ekonomi önceliğine ağırlık vermelidir.
Türkiyenin en büyük avantajı krizlerde mücadele konusunda dünyanın en tecrübeli tekokratlarına sahip olmasıdır. Bir başka avantajı da dünyanın en iyi ordularından birine sahip olmaktadır.
Ekonomik krizleri iyimser finansal tetikçiler başlatır. Kötümser akıllılar derinleştirir.
Kitlelerin eğitim düzeyi yükseldikçe sorgulanma ihtimali güçlü vr zengin elitler konunun kavranmasını istemediğinden ekonomi her geçen gün daha kafa karıştırıcı bir disiplin haline gelmektedir.
İnsanlık tarihinde paranın seyri:
·         Altın para
·         Ucuz madenlerden para
·         1990lardan itibaren kağıt bile olmayan Kayıt para
Altından kayıt paraya dönüşme sürecinde gittikçe değerini yitirmiştir. Buna rağmen para hep krizlerin anası olmaya devam etmiştir:ENFLASYON VE FAİZ. Bu sanal iki silah ahlaksız elitlerin kontrolündeki devlet gücü ve sermaye gücünün de insanlığı feci bir yıkıma doğru götürüyor.
1776’da Bavyerada kurulan İllimünati
ABD ordusunda hiçte yabana atılmaması gereken üst rütbelerde satanist subaylar var.
ELF(AŞIRI DÜŞÜK FREKANSI) dalgaları 100Hz’e kadar tabii olarak meydana gelir. Ancak aynı zamanda suni olarak ta üretilebilir. ELF dalgaları normalde bir araç desteği olmadan duyu organları tarafından algılanamaz. Fakat insan bedeni üzerindeki rezonans etkileri hem psikolojik hem de duygusal bozukluklara neden olur.Ses ötesi titretişim(20Hz’e kadar) beyin faaliyetlerini etkileyerek kendini DELTA, TETA, ALFA , VETA dalga kalıplarına ayarlamsı için etkileyebilir. Bu oluşumu yaşayan insan tedirginlikten pasifliğe kadar çeşitli zihin durumlarına geçiş yapabilir. Ses ötesi taktikiolarak ta kullanılabilir. Ses ötesi taktiki olarak da kullanılabilir. Zira Elf dalgaları çok çok uzaklara ulaşabilir. Yayınlarla ortak halde kullanılabilir.
Bugün 3 milyar insan günde 2$ altında bir gelire sahiptir.
“İki büyük düşmanım var: biri önümdeki Güney Ordusu, öteki de Arkamdaki finans kurumları.”[20] Ve Lincoln aynı yılın 14 Nisanında öldürüldü..

 HAARP gizli bilimlerinin bir parçası olarak İllimünati tarafından kontrol edilen seçkin insanı korumaya alırken ulus devletleri parçalamak için insanların zihinlerini kontrol altına almak .
  Süleyman Mabedi yeniden inşa edilmeli ki, Yeni Dünya Düzeni nin tahtı üzerindeki mesih kehanetinin gerçekleşmesinin önü açılsın. Birinci Süleyman Tapınağı M.Ö. 586’da Babil Kralı Nabukadnazar İkinci Süleyman Tapınağı M.S. 70de Romalı komutan Titus tarafından yıkıldı. Üçüncü kez yapılabilmesi için bütün kutsal inşaat malzemeleri ile sunağında kurban edilecek kızıl renkli düve ABD’nin Wiyoming eyaletindeki bir papaz nezaretinde üretildi. Ancak bir mesele var ki ,üçüncü Dünya Savaşını tetiklemeye bile yeter. Süleyman Tapınağının üçüncü kez yapılmak istediği Kudüsteki o yerde Mescid-i Aksa bulunmakta
  Üçüncü Dünya Harbi İllimünati’nin ajanları tarafından Siyonistlerle İslam aleminin liderleri arasındaki farklılıklar kullanarak kışkırtılmalıdır. Savaş, İSLAM dünyası ile siyonizmin birbirlerini karşılıklı olarak tahrip edecekleri bir tarzda yürütülmelidir. Bu hususta bir kez daha bölünmüş olan diğer milletler de aynı zamanda kompl fiziksel ahlaki spiritüel ve ekonomik tükeniş noktasına kadar savaşa zorlancaktır.
  Sovyetlerin 1991'de dağılmasından sonra, Yugoslav­ya'da olanlar, Bosna Hersek'te katledilen, tecavüze uğra­yan yüz binlerce Müslüman, Birinci Körfez Savaşı, Ermenilerin Türk Yurdu Karabağ'ı işgal etmesi, 11 Eylül 2001 saldırıları, Afganistan ve Irak'ın işgal edilmesi, İran'a "sopa" ile Türkiye'ye "havuç-sopa" karışımı gözdağı ve Prof. Oktay Sinanoğlu'nun deyimi ile "yumuşak güç"le ele geçirilmeye çalışılan Türkiye... Türk ekonomisinin, siyasetinin içinde bulunduğu durum... 26 milyonu açlık sınırındaki ülkemizde ısrarla sürdürülen laik-dindar kayık­çı kavgası, sonu gelmez başörtüsü tartışmalan ve, ve, ve... politikalarını Talmud'daki doğmalara göre belirle­yen İsrail devletinin Güneydoğu Anadolu'da, GAP böl­gesindeki toprak alımları, Türkiye'deki lOO'den fazla şirketi ile ekonomimiz üzerindeki vesayeti ve Talmud'dan iki alıntı.

Enteresandır, şeytanın temsilcileri de, çok sayı­da kökten dinci Hıristiyan tarikatı da umutlarını "SON"un gelmesine endekslemiş, Mesih'i bekliyor. Şii İslamcılar 12. İmamı, bir kısım Sünni İslam cemaat ve tarikatı da Mehdi'yi bekliyor. Hepsi Armagedon Sava­şanı, insanlığın ölümünü ve Cennet Krallığında yeniden doğumu umut ediyor.
  "Tanrı'yı Kıyamete Zorlamak" ve "Son"un gelmesini çabuklaştırmak arzusundalar. Ya böyle biri HAARP projesinin tepesine oturursa ? Bu insanlar sıra­dan, cahil insanlar değil. İyi eğitimli ve ABD devlet mekanizmasının yüksek pozisyonlarında oturuyorlar.
  Rockefeller Vakfı'nın finansal desteği altında olan "Anlayış Tapınağı" New York Piskoposumun "payitahtı" olan Anglikan kilisesi, ilahi St. John Katedrali ile iç içedir. Bu katedralde Amerikalı bir grup 18 Mart 2005'te camiler reddedince kadın erkek karışık, başı açık, kapalı birlikte "Cuma namazı" kıldılar. Namazı Califomia'daki Starr King School'da öğretim üyesi olan Prof. Amina Wadud kıldırdı. Aynı kadın 2008 yılı içinde de İngiltere'nin Oxford Üniversitesi'ne bağlı "VVolfson College"da düzen­lenen "İslam ve Feminizm" konulu konferansından önce kadınlı erkekli bir gruba Cuma namazı kıldırdı.
  Unutmayalım, vicdansız insanı tersi görünse bile­ dini ve ahlaki sınırlamaları olmaz.
  Unutmayalım, güç simsarlarının en çok sevdikleri "koyunlardır". İnsanları koyunlaştırmak için HAARP, küresel finansal krizler ve benzeri projeler sürekli çalışı­yor. ABD İstihbarat birimleri ve ordusu "insanların zihin­lerindeki savaşı kazanmak" arzusu ile insanları zombilere dönüştürmeyi umursamıyorlar. Bunun için Pentagonun "Araştırma ve Teknoloji Programı" -bilinen- 42 labora­tuar ve ARGE merkezinde 10 binden fazla bilim adamı, mühendis ve uzman, 1.5 milyar dolarlık bütçe ile gece gündüz çalışıyor.

  "Zi­hinleri kontrol eden, dünyayı kontrol eder”[21]

Dünya tarihindeki savaşları DÖRT ana başlık altında toplamak mümkündür.
1.Hanedanların ve devletlerin siyasi, dini ve eko­nomik hesaplarına dayanan savaşlar: Haçlı Savaşlan
2.Küresel finans oligarşisinin organize ettiği savaş­lar. Veya 200 yıllık küresel finans klanı savaşları:
a- 1813 — 1815 Waterloo Savaşı. Fransa ve İngiltere arasında olan bu savaşı, başını Rothschild bankerliğinin çektiği, bankerlerin hem Fransa'yı hem İngiltere'yi finan­se ettikleri tam anlamıyla küresel sermayenin manipüle ettiği ilk savaştır. Waterloo, sermayenin tek başına çıkarmaya Muaffak olduğu bir savaştır. Victor Hugo, "Waterloo Savaşı hem kazananlar hem de kaybedenler için tam bir muammadır" der. Rothschild bankerliği hem Napolyon'u hem Wellington’u finanse etmişlerdi.
b- 1854 Kırım Savaşı. Türk - Rus Savaşı. Bu savaşa İngiltere ve Fransa da katılmıştı. Osmanlı - Türk İmpara­torluğu tarihinde ilk kez dış borca başvurmuş, Rothschild bankerliğinden borç almıştı. 1854 -1875 arasında 220 milyon Sterlin (İngiliz Lirası) borçlanmaya karşılık Os­manlI devletinin eline sadece 116 milyon Sterlin geçmişti. İmparatorluğun batışındaki temel faktörlerden biri 1838'den itibaren yapılan "kontrolsüz Liberal" iktisadi - siyasi düzenleme ile dış borçlanmadır.
saplanıyor.
1947 - 1991 Soğuk Savaş dönemi: Küresel finans merkezinin olağanüstü söz sahibi olduğu, finans - silah -ilaç endüstrisi üzerinden muazzam bir güce eriştiği bir dönem savaşı. Bu dönemde çok sayıda sıcak savaşlar çıkartılmış ama esas savaş medya üzerinden küresel psi­kolojik harp olarak yürütülmüştür.
3.Post — Yeni Dünya Düzeni Savaşları:
a- 1991 Birinci Körfez Savaşı
b- 11 Eylül 2001 ikiz Kulelere Saldırılar
c- 2001 sonunda Afganistan'ın, Mart 2003'te Irak'ın işgali
d- Eylül 2008'de PATLATILAN küresel finans kaosu ve ekonomik kriz savaşı.

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki "güven­lik" ihtiyacı yıkıldı.


Bütün mistik dini gruplarda ve din-dışı New Age (Yeni Çağ) ve benzeri tarikatlarda, Ezoterik/Batıni siyasi faaliyetlerdeki ortak kalıplardır. Bu tür yapılanma­ların hepsi "özel istihbarat ağlarına" sahiptirler.

"Bana para ve üç ay verin, bu şehirdeki insanların davranışlarını kendileri farkında olmadan yüzde 80 oranında etkileyebilirim."[22]
Güvenlik ve açlık korkusu toplumları çok kolay cinnete sürükler.

Yeni Dünya Düzeni söylemleri tam bir riyakârlık içeriyor. Kelaynakların peşine düşülüyor, Aborjinler ve Kızılderililer gidiyor. Hayvanları koruma demekleri var ama kaybolan, yok edilen insan ırkları için böyle bir teşebbüs yok.


ABD doları bütün dünyada para birimle­rinden farklı olarak "ASİMETRİK" bir güce sahiptir. Do­lar bu gücünü "F-16 olmadan McDonalds olmaz" sözünde ifadesini bulan, ABD'nin dünyanın en güçlü ordusuna sahip olmasına borçludur.


Şunu kesinlikle göz ardı etmememiz gerekiyor. ABD' de bir tane Amerika yoktur. Ancak sistem YÜZDE BİR'in kontrolü altına girmiş durumda.

Durumu Türk milleti açısından değerlendirdiğimizde, genel olarak ışığın kaynağı, üreticisi olmak yerine yansı­tıcı ve/veya tüketicisi olmayı peşinen kabullenmiş AY­DINLARA sahip toplumlardan biri durumundayız. Bu süreç  16. yüzyıldan başlayarak, 1683 İkinci Viyana Ku­şa tması/bozgunu, 1838 Baltalimanı Serbest Ticaret Ant­laşması,  1839 Tanzimat Fermanı, 1854 dış borç sürecinin başlaması, 1856 Islahat Fermanı, 1876 Birinci Meşrutiyet, 1908 ikinci meşrutiyet, Cumhuriyet Türkiye'si-19 Mayıs 1919-10 Kasım 1938 Atatürk dönemi hariç- 1946 devalü­asyonu ve ekonomik dönüşümü, 1960 darbesi, 12 Mart 1971 muhtırası, 24 Ocak 1980 kararlan, 12 Eylül 1980 as­keri darbesi, 28 Şubat 1997 post-modem askeri darbesi ve sonrasındaki gelişmeler ve dönüştürmeler ile iyice peki­şen; gelen ışığı ve kaynağım sorgulamamayı yeğleyen, kendi hesabına geçiren aydın, siyasi elit ve iktisadi elit aslında kendilerinden ziyade içinde yaşadıklan Türk toplumuna kötülük yapmışlardır. Zira dâhilde ışığın kaynağı olarak görünenlerin gözlerine perde indiği, dünyada  olup bitenleri açık seçik bir şekilde algılama yetene­ğini kaybettikleri zaman ara yansıtıcı ve tüketici konu­munda bulunan büyük kitlelerin de bu süreçten kurtul­maları ya mümkün değildir ya da çok meşakkatli bir za­man sürecini almaktadır. Özgün, yerli/milli olmak uzun soluklu bir iştir. Özellikle fen bilimlerindeki gelişmelere karşın, ikinci Dünya Harbi'nden günümüze sosyal bilimler /insan bilimleri alanmda yeterli gelişme sağlanama­mıştır. Üstelik sosyal bilimler /insan bilimleri alanında ışığı dünyaya yaymış olan toplumlarda giderek yorul­makta ve büyük yanılgılara düşmektedir. Çünkü yeryüzündeki insan toplulukları, adına "evrensel" denen ancak "yeni dünya düzeni tarikatı" denilen din-siyaset felsefesi- ekonomi temelinde bir paganist merkezin /kültürün psi­kolojik harp metotlarına dayalı propagandasının bom­bardımanıyla etki altına alınmışür. Bu etkileme/dönüştürme sürecine rağmen bile her millet kendine has yerli/milli bir tarihi-toplumsal süreç yaşamıştır ve yaşamaya da devam edecektir. Her millet kendi sosyal- iktisadi-siyasi meselelerinin milli reçetelerini üretmek mecburiyetindedir. Artık Türk milleti sürekli "alan el" olmaktan "veren el" durumuna geçmek durumundadır. Bu ise yeni bir medeniyet kurmak demektir. Yeni bir me­deniyet ihtiyacı yalnızca Türk milletine her alanda akıl- vahiy çizgisinin ışığı altında bilimsel yöntem ve bügiyi sunmak değil bütün insanlığa hizmet demektir.





[1] Jim Rogers
[2] Warren ALLMAND
[3] J.K.Galbrieth
[4] İzzet Molla
[5] George Orwell
[6] George Orwell
[7] David Rockefeller bir toplantıda
[8] Zbigniew Brezinski(Rockefeller’in Damadı)
[9] Jerry E. Smith
[10] J.L NEHRU(Gandhi’nin yakın arkadaşı)
[11] Başkan Kenyatta(Baba Obamanın kariyerine son veren adam)
[12] Amerika polis ve ordu kitapçığı
[13] Rothshieldailesinden Mayer Amschel Bauer
[14] Rockefeller
[15] Rockefeller Memoirs
[16] Çinliler
[17] Huntington
[18] Zbigniew Brezwzinski
[19] John PERKINS
[20] Abaraham Lincoln
[21] Jim Keith
[22] ABD'nin Kaliforniya - Leandro'daki Kaliforniya Teknik Araştırmalar Laboratuan Müdürü Dr. Elizabeth Rauscher 1970lerde