24 Ocak 2015 Cumartesi

BÜYÜKELÇİ

BÜYÜKELÇİ
EMİR KIVIRCIK
İkinci dünya savaşında Almanlar Fransayı işgal ettiklerinde mütarekenin 18.maddesine göre işgalci Alman kuvvetlerinin masrafları Fransa hükümeti tarafından karşılanacaktı. Bu rakam 6 milyar Frank olarak belirlenmiş daha sonra 400 milyon Franka indirilmiştir.
                Mütarekenin imzalandığı 25 Haziran günü Fransa’da matem ilan edilmiştir. Ülkede herkesin evlerine çekilip perdelerini indirrek matem bayrakları asacağını, kiliseye gidip ağlayıp sızlanacaklarını düşünen zamanın büyükelçisi Behiç Bey bütün halkın sokakta kahvelerde güler yüzle gezmekte olduğunu görünce çok şaşırmıştır.
                Alman hükümeti ve Fransa polisi dışında Fransadaki tüm Hrıstiyan halk da Fransa’nın çöküşünün Yahudiler nedeniyle olduğunu düşünmekteydi ve Yahudilere çok kötü dsavranmaktaydı.
                Silah kullanılmadığı zaman en büyük silahın diplomasidir.Diplomasi ise sabır ve zeka işidir.
                Alman lara esir düşen bir türk:
Önce bir asker geldi, tek tek saydı, sonra başka bir asker geldi, tek tek saydı. Sonra boş boş beklediler, sonra subay oldukları giysilerinden belli olan, komutan kılıklı, asık suratlı Almanlar geldi avluya. Tam bir ıstıraptı. Gençliğin verdiği enerji sebebiyle durgun bir mizaca sahip olmayan Lazare şimdi bu dondurucu soğukta neredeyse kıpırdamadan konuşmadan uç saattir ayaktaydi.
Hava harp okuluna çok benziyor.

Diplomasi keskin bir bıçak gibidir Sedat Zeki Bey, çok dikkatli olmak, iyi planlamak en iyi zamanı seçmek ve karşıdaki kişiye hiç koz vermemek lazım. Yoksa o bıçak döner seni keser.[1]

General Mougin Behiç neye anlatıyor:
İstasyonda trene bindirilip sürgüne gönderilecek bir anneyle minik bir bebeği de vardır. Anne evladından ayrılarak vagona binmek zorunda olduğu için henüz yedi aylık bebeğini elinden almaya gelen polise "müsaade edin bebeğine son bir defa süt vereyim" der ve bebeğini göğsüne dayamak suretiyle bizzat kendisi boğar. Vaziyeti gören Fransız polis memuru manzaradan müteessir olur ve çekip gider.
Fransanın önde gelen entellektüellerinden birisi olan adler , Türklerin gururlu bir millet olduğunu ve gururlarindan dolayı her zaman yaptıklarını anlatmadıklarını kendilerini savunduklarını belirterek madem Türk dostlarımız bunu yapmıyor bizim yapmamiz lazım. Çünkü Türk Devletine bir borcumuz var.[2]
Sarkozy ‘nin dedesi de bu göçlerle hayatını kurtarmıştır.

               



[1] Büyükelçi
[2] Adler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder