BÜYÜKELÇİ
EMİR KIVIRCIK
İkinci dünya savaşında Almanlar
Fransayı işgal ettiklerinde mütarekenin 18.maddesine göre işgalci Alman
kuvvetlerinin masrafları Fransa hükümeti tarafından karşılanacaktı. Bu rakam 6
milyar Frank olarak belirlenmiş daha sonra 400 milyon Franka indirilmiştir.
Mütarekenin
imzalandığı 25 Haziran günü Fransa’da matem ilan edilmiştir. Ülkede herkesin
evlerine çekilip perdelerini indirrek matem bayrakları asacağını, kiliseye
gidip ağlayıp sızlanacaklarını düşünen zamanın büyükelçisi Behiç Bey bütün
halkın sokakta kahvelerde güler yüzle gezmekte olduğunu görünce çok
şaşırmıştır.
Alman
hükümeti ve Fransa polisi dışında Fransadaki tüm Hrıstiyan halk da Fransa’nın
çöküşünün Yahudiler nedeniyle olduğunu düşünmekteydi ve Yahudilere çok kötü dsavranmaktaydı.
Silah
kullanılmadığı zaman en büyük silahın diplomasidir.Diplomasi ise sabır ve zeka
işidir.
Alman
lara esir düşen bir türk:
Önce bir asker geldi, tek tek
saydı, sonra başka bir asker geldi, tek tek saydı. Sonra boş boş beklediler,
sonra subay oldukları giysilerinden belli olan, komutan kılıklı, asık suratlı
Almanlar geldi avluya. Tam bir ıstıraptı. Gençliğin verdiği enerji sebebiyle
durgun bir mizaca sahip olmayan Lazare şimdi bu dondurucu soğukta neredeyse
kıpırdamadan konuşmadan uç saattir ayaktaydi.
Hava harp okuluna çok
benziyor.
Diplomasi keskin bir bıçak
gibidir Sedat Zeki Bey, çok dikkatli olmak, iyi planlamak en iyi zamanı seçmek
ve karşıdaki kişiye hiç koz vermemek lazım. Yoksa o bıçak döner seni keser.[1]
General Mougin Behiç neye anlatıyor:
İstasyonda trene bindirilip sürgüne
gönderilecek bir anneyle minik bir bebeği de vardır. Anne evladından ayrılarak
vagona binmek zorunda olduğu için henüz yedi aylık bebeğini elinden almaya
gelen polise "müsaade edin bebeğine son bir defa süt vereyim" der ve
bebeğini göğsüne dayamak suretiyle bizzat kendisi boğar. Vaziyeti gören Fransız
polis memuru manzaradan müteessir olur ve çekip gider.
Fransanın önde gelen entellektüellerinden
birisi olan adler , Türklerin gururlu bir millet olduğunu ve gururlarindan
dolayı her zaman yaptıklarını anlatmadıklarını kendilerini savunduklarını
belirterek madem Türk dostlarımız bunu yapmıyor bizim yapmamiz lazım. Çünkü Türk
Devletine bir borcumuz var.[2]
Sarkozy ‘nin dedesi de bu
göçlerle hayatını kurtarmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder